Vuslat-8

Her geçen gün bunca kitabın yazılması ve bunca derginin çıkarılması, dünyanın gidişatına olumlu bir katkı sağlıyor mu? Önümüze gelen her bir yazılı metin, bizler için anlam ve değer ifade ediyor mu? Milli ve manevi değerlerine bağlı bir neslin inşası için, öncelikle bu değerlerden beslenen gençlerimiz yeterli düzeyde kültür ürününü inşa edebiliyor mu? Her üç sorunun da ortak bir cevabı olduğunu ve bu cevabın en kısa şekliyle “Hayır!” olduğunu biliyoruz. Kitap mağazaları ve gazete bayileri, çoğu zaman “Faydasız ilimden Allah’a sığınma” prensibimizi bizlere hatırlatıyor. Bazen son derece niteliksiz ve faydasız, her şeyden önce “edep ”ten mahrum bir “edebiyat”ın teşekkül ettiğine üzülerek şahit oluyoruz. Bazen de gençlere sunulan edebiyat ürünlerinin, özenli bir seçimden uzak bir şekilde kitap mağazalarına dizilebildiğini görebiliyoruz. Gençlerimizin, edebiyat ve kültür dünyasında oluşturulan karmaşayı tersine çevirebilecek bir potansiyele sahip olduklarından eminiz. Onların bu doğrultuda ortaya koymaya çalıştıkları çabaları desteklemek, bizleri okul yönetimi olarak büyük bir sürura sevk ediyor. Nihayet böylesi bir emeğin ürünü olarak elinizde bulunan bu dergi de, ummanda bir katre nisbetinde olmasının yanı sıra, gelecekte nice büyük dalgaların teşekkül etmesine zemin hazırlıyor. Ve her geçen gün gözlerimizin önünde nice yetenekler, nice değer büyüyüp yetişiyor. Böylesi bir gelişim sürecinin mütevazı bir numunesi olan dergimiz, bu sayısında yine gençlerimizin emek mahsulü olan birbirinden farklı konularla sizlerin huzuruna arz ediliyor. Bu sayımızda yine coğrafyadan bilime, tarihten biyografilere, değerlerimizden kültürümüze varıncaya dek birbirinden farklı konularla zengin bir dergi hazırlamaya çalıştık. İslam dünyasının iki farklı coğrafyasından iki farklı büyüğümüzü özellikle iki öğrencimiz genişçe sunmaya çalıştı. Şairlerin sultanı Necip Fazıl Kısakürek ve İslam dünyasının son yüzyıldaki büyük kahramanlarından değerli komutan Cevher Dudayev, dergimizin iki büyük değeri olarak bu sayımızda işlenmiş oldu. Medine müdafaasını büyük bir kahramanlık destanı ile gerçekleştiren ve tüm bir dünyanın imtihan sürecinde muazzam bir direnişin mimarlığını üstlenen Fahreddin Paşa hakkında, konunun güncel bir durum arz etmesine binaen öğrencilerimizce yine özenli bir makale hazırlandı. İzleri üzerine Avrupa kıtasının inşa edildiği Endülüs’ü ne kadar hatırlasak yeri var. Kurtuba şehrinde sultan Hakim’in 600.000 cilt kitaptan müteşekkil kütüphanesi karşısında, aynı dönemde batının en görkemli kütüphanesi olarak İsviçre’deki Aziz Gall Manastırı’nda yalnızca 800 adet kitap bulunduğunu, bu kitapların tamamının ise yalnızca rahiplerce okunan dini metinler olduğunu hatırlamak bile, ilim tarihimiz açısından Endülüs’ün değer ve önemini bizlere bir kez daha hatırlatmış oluyor. Harward Üniversitesine her yıl 14 km uzunluğunda kitaplık rafı yapılan günümüzle kıyas edildiğinde, insanlık tarihinde en temel güç kaynağının “bilgi” olduğunu bir kez daha idrak etmiş oluyoruz. Daha çok okumak, daha çok araştırmak, daha çok bilmek ve dünyanın gelişimine daha çok katkı sağlamak zorundayız. Endülüs bu noktada bizlere ışık tutmaya devam ediyor. Yeter ki ondan ilham almasını bilelim… Medeniyetimizi sönmüş bir mum olarak resmetmek isterken gözümüzde komik bir karikatür haline dönüşüveren “İslamofobi” hakkında, bu teşebbüsün tarihteki tecrübesi olan “Cahiliye” hakkında, kendi kültür dünyamızın renkleri arasından “okçuluk” ve “mevlid” kültürümüz hakkında da yine değerli öğrencilerimizin değerli yazılarını bu sayımızdan okuyabileceksiniz. Önceki tatil dönemlerimizde de öğretmen ve öğrencilerimizle, eğitimin bir ömür boyu sürdüğü bilinciyle nice faydalı faaliyetlere imza atmıştık. İki dönem arasındaki iki haftalık kısa soluklanma sürecimizin aynı bilinçle, öğrencilerimizin iradeleriyle, tatillerini geçirecekleri her bir diyarda en güzel bir şekilde değerlendirileceğinden eminim. Bu bilinçle, öğrencilerimizin sömestr tatillerinde dergimizin bir sonraki sayısına katkı sunacak yazılar için kurgularını düşüneceklerini, ikinci dönem için hazırlık ve muhasebe yapacaklarını, zamanın hızla ilerlemekte olduğunu tefekkür edeceklerini ümit ediyoruz. Bir sonraki sayımız için yeni içeriklerle, öğretmen ve öğrencilerimizle hazırlıklarımızı inşallah sürdüreceğiz. İyi okumalar dilerim.